İşte Orhan Pamuk`un Yeni Sevgilisi 

Karolin Fişekçi... Türkiye dün onu ‘Orhan Pamuk’un yeni sevgilisi’ sıfatı üzerinden konuştu. Ama hepsi bu kadar değil. Fişekçi, marjinal tuval, fotoğraf ve video çalışmalarıyla dikkat çeken genç bir sanatçı. Blogunda (karolinfisekci. blogspot. com) kendisini “dünyanın ‘seksiler seksisi’ sanatçısı” olarak tanımlıyor. Devamında ise “Biliyorum” diyor, “İddialı bir giriş yaptım, farkındayım. Fakat bu bir oyun ve ben de böyle oynamak istiyorum. Burada işlerimi, sergilerden fotoğrafları ve basında çıkanları görebilirsiniz.”
Bu girizgahın altında da çalışmaları sıralanıyor.

Fişekçi, 2003’te Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi, resim bölümünden mezun oldu. 32 yaşındaki sanatçı, eserlerinde kadın imgesi üzerinden yol alıyor; zaten yüksek lisansında da bu alanda çalışmış. Cinsellik ve erkek egemenliği temalı eserlere imza atan Fişekçi “Ben eserlerimde cinselliği planlayarak kullanmıyorum. Bu zaten hepimizin içinde var; belki bende biraz daha fazladır ve ben bunu dışa vuruyorum o kadar” diyor.
En son geçtiğimiz mart ayında Alanistanbul’da “Arzumun Eksik Nesnesi” adlı karma sergideki çalışmalarıyla izleyici karşısına çıkan Fişekçi’nin en bilinen işlerinden biri Hrant Dink’in ölümünden sonra yaptığı fotoğraf çalışması. Sanatçı Maçka Parkı’ndaki 16 Türk büyüğünün heykellerini öptüğü bu çalışmayla ilgili olarak şunları söylüyor:
“Ben Ermeni bir aileden geliyorum ama ‘tatlı su Ermenisi’ diyebilirsiniz. Türklerle evliliklerin yaşandığı bir ailede yetiştim. Ermenice öğrenme gereği duymadım. Ermeniliğin herhangi bir dezavantajını ya da avantajını yaşamadım. Yani önemli bir durum değildi benim için Ermeni olmak. Ama Hrant Dink öldürüldüğünde duygusallaştım bu konuda, ağlamıştım hatta. O zaman düşünmeye başladım bu mesele hakkında. Heykelleri öpme fikri daha önce de vardı ama o zaman netleşti kafamda. ‘Türk büyüklerini çok çok çooook seviyorum, ben de sizden biriyim’ demek için öptüm.”
Pek çok çalışmasında kendisini kullanan Fişekçi’nin bir eseri ise “Top of the Canon.” Fişekçi, 2009’da yaptığı ve Amerikan Hastanesi Sanat Galerisi Operation Room’da sergilediği bu çalışmasında kırmızı mini elbisesiyle Beşiktaş Deniz Müzesi’nin yanında bulunan savaş topunun üstünde poz vererek erkekliğin fetişleşmiş sembollerine göndermede bulundu.
Erkek egemen iktidar ve militarizm konularına ‘kadınsı’ bir duruşla yaklaşan sanatçı, “Edep sınırlarımı kendim çiziyorum ve oldukça yukarıda” diyor.

milliyet